top of page

"Görme Biçimleri" John Berger

John Berger Görme Biçimleri adlı kitabı ile tarihten bugüne ortaya çıkan farklı görsel temsillerin analizini yaparken, sorulmamış sorular sorarak, bize eserlerin farklı yönlerini gösteriyor.


Sadece büyük eserlerin değil aynı zamanda bize reklamlarda kullanılan görsellerin, imgelemelerin hangi amaçla kullanılmış olabileceği ile ilgili bilgiler veriyor ve bize sorgulama yapmamızı sağlıyor.


John Berger “Görme konuşmadan önce gelmiştir. Çocuk konuşmaya başlamadan önce bakıp tanımayı öğrenir.” demiş ve görmenin yani görsel zekânın görsel tatminin ne kadar önemli bir duyu olduğundan bahsediyor. Bunu sadece teorik bilgi ile değil, pratikte sunduğu örneklerle de geliştiriyor. Görme, yaşadığımız dünyayı algılarken en önemli faktörlerden birisi iken bunun nasıl kullanıldığını, sistemin bunu nasıl kendi lehine kullandığını da gösteriyor.


Berger’a göre düşündüğümüz ve inandığımız şeyler, görme biçimimizi etkiler. Yani aslında hiçbirimiz etrafımızdaki şeyleri tamamen objektif bir gözle görüp algılamıyoruz. Bu nedenle gördüğümüz şeyi başkalarına anlatırken orada sunduğumuz şey, tamamen kişisel bir yaklaşımın ürününü oluyor. “Ben ne gördüysem onu söylüyorum, dolayısıyla benim anlattıklarım objektif gerçekliktir” demek aslında kendi algılama biçimini diğer herkesinkinden üstün ve mutlak gerçek pozisyonunda görmektir.


Oysa demin de söylediğimiz gibi, kişisel olmayan bir görme biçimi yoktur. Bir kere en başında neyi gördüğümüz, neye bakmayı seçtiğimizle doğrudan ilişkili, yani görme bir seçimle beraber gerçekleşen bir şey. Seçme ise yine sahip olduğumuz düşünce ve inançların etkisiyle ortaya çıkıyor.


Bunu şöyle yalınlaştırabiliriz: Erkekler davrandıkları gibi, kadınlarsa göründükleri gibidirler. Erkekler kadınları seyrederler. Kadınlarsa seyredilişlerini seyrederler. Bu durum, yalnız erkeklerle kadınlar arasındaki ilişkileri değil, kadınların kendileriyle ilişkilerini de belirler. Kadının içindeki gözlemci erkek, gözlenense kadındır. Böylece kadın kendisini bir nesneye – özellikle görsel bir nesneye, seyirlik bir şeye dönüştürmüş olur.


“Alıcıya satmaya çalıştığı ürünle ya da olanakla çekicilik kazanmış olan kendi imgesini yansıtır. Bu imgeyle alıcıda, kendisinin gelecekte olabileceği durumu özleten bir kıskançlık uyandırır. Bu kıskanılası Ben’i yaratan nedir öyleyse?


Seiko’nun reklamını hatırlayın; “saatin olmadan sen sen değilsin” gibi bir söz vardı. Reklamlarda en fazla kullanılan temalardan biridir, güzel kadınlar ve yakışıklı erkekler. Hepsi de kusursuzdur, çok güzeldir ve olmak istenilen yapıdadırlar.


Kullandıkları ya da yaptıkları bir şekilde tarz olmaktadır. Onlar gibi giyinmek onlar gibi davranmak sanki yapılması gerekenlerin en üstünde gibi düşünülür. Sanki onlar olması gereken gerçekler, bizlerse sadece eskizleriz gibi bir hal ve durum içine sokarlar bizi.




Kitap adı: Görme Biçimleri Orijinal adı: Ways of Seeing Yazar: John Berger Çeviri: Yurdanur Salman Yayınevi: Metis Sayfa: 170 Baskı: 2014 Tür: Sanat


Görme Biçimleri – John Berger Arka kapak;


Görme konuşmadan önce gelmiştir. Çocuk konuşmaya başlamadan önce bakıp tanımayı öğrenir.


Ne var ki başka bir anlamda da görme sözcüklerden önce gelmiştir. Bizi çevreleyen dünyada kendi yerimizi görerek bulunuruz. Bu dünyayı sözcüklerle anlatırız ama sözcükler dünyayla çevrelenmiş olmamızı hiçbir zaman değiştiremez.


Her akşam güneşin batışını görürüz. Dünyanın güneşe arkasını dönmekte olduğunu biliriz. Ne var ki bu bilgi, bu açıklama gördüklerimize uymaz hiçbir zaman.


Gerçeküstücü ressam Magritte “Düşlerin Anahtarı” adlı resminde sözcüklerle nesneler arasında her zaman var olan bu uçurumu yorumlamıştır.



John Berger'in Görme Biçimleri adlı kitabının belgesel film versiyonu

Ways of Seeing - John Berger (1972)







Featured Review
Tag Cloud
Henüz etiket yok.
Kategoriler
bottom of page